23 Nisan 2018 Pazartesi

Sabahattin Ali ÜÇ ÖYKÜ


İçi dolu turşucuk kıvamında kısacık bir kitap. Bugüne kadar Sabahattin Ali okumadıysanız başlamak için ya da birilerine tam hediye etmelik bir kitap. 

Resimleri de var içinde daha ne olsun :)  resimleyen arkadaş çok iyi iş çıkartmış bir sergide görebileceğiniz kalitede her biri. Elbet çocuklar için o yıhaaaa diyecekler olacaktır küçük kara balık içinde çocuk kitabı diyenler var böylelerinin ağzına pilates topu sokacaksın büyük boy olanından.

Sırça Köşk en hoşuma gideni oldu öykülerin cuk diye oturmuş geçmişe bugüne ve daha yaşanmamış ve muhtemelen görsek bile değiştiremeyeceğimiz geleceğe ışık tutuyor.

Kitap Arabalar beş kuruşa ile başlıyor okudukça  ulan aslında konu çok güzel yakalanmış istese kanatarak sürekli aynı yerden vurarak neden can acıtmamış diyorsunuz acısı biraz eksikmiş gibi demekten alamıyor insan kendini(aslında bilerek yapmamış)  sonra Ayran isimli öykü yavaşça okunuyor ilk resimlerin ardından yeni bir sayfa ve haaa al işte böbreği dalağı sökecek cinsten acı saf katıksız hatta anlamsız bir kabulleniş şeklinde her birimizin hayatında olduğu gibi. Hele kabullenince karşılık olarak görülen o nankörlük nasıl da sokulmuş insanın gözüne şu  çoğu zaman gamsız maskemin altında nadiren yaptığım fedakarlıklar ve neticesinde muhatap olmak zorunda kaldığım nankörlükten kopya çekilmiş gibiydi çaresiz bıraktı beni S. Ali, keşke okuduğum daha fazla kitapta buna benzer duygular yaşasam.


Hiç yorum yok: